Vefa İstanbul’da sadece bir semt adıymış maalesef… Gazetecilik hayatım boyunca ‘Vefa’ dan asla taviz vermedim. Bana her açılan kapıdan ‘Vefa’mı göstererek çıktım… Ekmek yediğim yere asla ihanet etmedim. Son olarak düzenlediğim bir ödül gecesinde de Vefa’nın ne olduğunu , Yeşilçam’ın unutulan gerçek kahramanlarına verdiğim ödülle anlamayan zavallılara anlatmaya çalıştım.
Kökeni Latinceden gelen “vefa” ilk çağlardan bu yana kültürümüzde de var olan bir kavramdır. Vefa, insanlık tarihinin en değerinden biridir. Eski Anadolu uygarlıklarında da vefa kavramı çok önemli yer tutar. Mitolojilerde ve destanlarda bile vefakâr insanlar övgüyle anlatılırdı. Vefa, insan ilişkilerinin temel taşlarından biridir. Ne yazık ki, günümüzde vefadan uzaklaşmış suretlerin gölgeleri aramızda geziyor. İnsanlar arasındaki vefasızlık, kaybolmamış olan bu değerin önemini daha da vurgulamaktadır.
Vefa, bir insanın bir diğerine olan borcunu yerine getirmek, geçmişteki iyilikleri hatırlamak ve karşı tarafa minnettarlık duymaktır. Vefa, bir yerde verilen sözlerin tutulmasını, sadık bir dostluk ilişkisinin sürdürülmesini ve fedakarlıkla dolu bir sevginin ifadesini içerir. Ancak günümüzde, vefadan uzaklaşma eğilimi toplumumuzun birçok alanına yayılmış durumdadır.
Ne yazık ki zararın en büyüğünü kapınızı ardına kadar açtığınız insanlardan vefasızlık görüyorsunuz. Çünkü vefa masunu bu insanların sizinle çıkarları bitmiş oluyor. Çıkarı biten bu insanlar onca iyiliklerinizi bir çırpıda siliverir. Onların gözünde ‘En Kötü’ siz olursunuz. Melek gibi görünen bu kelekler yıllarca hayatımızda oldu, olmaya da devam edecek. Kimin vefalı veya vefasız olduğunu anlına yazılmıyor. O nedenle yaptığınız tüm iyiliklere karşı kötülük görüyorsanız onları Rabbin adaletine havale edeceksiniz.
Vefasızlık, sadece bireysel ilişkilerde değil, toplumsal düzeyde de kendini gösterir. Bir toplumun geçmişine ve kültürel değerlerine olan vefasızlık, o toplumun kimliğini ve birliğini tehdit eder. Tarihini, dilini, gelenek ve göreneklerini kaybeden bir toplum, kimlik bunalımı yaşar ve birbirini anlamaktan uzaklaşır. Bu nedenle, toplum olarak geçmişimize ve değerlerimize sahip çıkmalı, onları gelecek kuşaklara aktarmalıyız.
Vefasızlık örneklerine baktığımız zaman, birçok toplumsal sorunun da temelinin vefasızlık olduğunu görebiliriz. İnsanlar birbirlerine karşı sorumluluklarını ve bağlılıklarını unuttukça, güvensizlik, çatışma ve yabancılaşma artar. Bu nedenle, vefa duygusunu yeniden keşfetmeli ve yaşamımızın her alanında uygulamalıyız.
Vefa, insanların birbirine olan sevgi ve saygısını güçlendirir, toplumları bir arada tutar ve insanın insan olduğunu hatırlatır. Vefayı yaşatmak için öncelikle kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Unutmayalım ki, bir gün biz de başkalarının vefasına ihtiyaç duyabiliriz. Hayatta birçok şey geçicidir ancak sağlam bir dostluğun sunduğu vefa gibi değerler kalıcıdır. Bu kalıcı değeri asla kaybetmemeliyiz. Asla yapmaz dediğiniz insanlardan nankörlük ve vefasızlık görmek insanın içiniz sızlatıyor.
Rabbim doğru insanların ayaklarını bize, bizim ayağımızı da doğru, vefalı, nankörlükten uzak insanlara götürsün.
Habib bey insanoğlu bu işine yaradığınız gibi iyisiniz. İşi bittiğinde en kötüsünüz. Bence bu tür insanları hayatımızda barındırmak zarar verir insana. Yazınız çok güzel anlatmış aslında bu tür insanları. Kaleminize sağlık
KADER TAŞÇIOĞLU
30-12-2024 12:54